1887

OECD Multilingual Summaries

OECD Digital Economy Outlook 2017

Summary in Turkish

Cover
Bu yayının tüm içeriğine erişmek için şu adresi tıklayın:
10.1787/9789264276284-en

OECD 2017 Dijital Ekonomi Görünümü

Türkçe Özet

Devletler, dijital dönüşümün getirdiği fırsatların ve zorlukların farkına varıyor

Ekonomileri canlandırma potansiyeliyle dijital dönüşüm artık global gündemin en üst sıralarında yer alıyor. OECD ülkeleri, 2016 Cancún Dijital Ekonomi Bakanlar Toplantısı’nda kendi hedeflerini belirledi. Dijital dönüşümün inovasyon, büyüme ve toplumsal refaha dönük kazanımlarını maksimize etmek için dijital dönüşümün politika uygulamalarına, ölçümün iyileştirilmesine ve devlet bütünlüğü yaklaşımı maksadıyla entegre politika çerçevesi geliştirilmesine dönük çabalarını yoğunlaştırmaktalar. OECD genelinde ulusal dijital stratejilerin (UDS’ler) uygulanmasındaki olumlu ilerleyişe rağmen koordinasyon önemli bir zorluk teşkil etmeye devam ediyor. Sadece birkaç ülke, kendi UDS’lerinin koordinasyonunun dijital işlerine tahsis edilmiş üst düzey bir yetkili veya organ görevlendirdi.

Krizin devam eden etkilerine rağmen bilişim teknolojisi hizmetleri büyümeye ve olumlu bir görünümü pekiştirmeye devam ediyor

Küresel ekonomik krizden bu yana, bütün olarak bilişim ve iletişim teknolojileri (BİT) sektörüne katılan değer, OECD’de toplam katma değere paralel olarak azalmıştır. Ancak BİT sektöründe telekomünikasyon hizmetleri ile bilgisayar ve elektronik imalatındaki katma değer azalırken bilişim teknolojisi (BT) hizmetlerinde artmış ve yazılım yayınlarında sabit kalmıştır. BİT’lerdeki girişim sermayesi yatırımının payı ‑ iş dünyasındaki beklentilerin bir göstergesi olarak ‑ 2000’deki zirvesine geri döndüğü için zıtlık oluşturan ve OECD BİT istihdamında yansımasını bulan bu eğilimlerin önümüzdeki yıllarda devam etmesi bekleniyor. BİT sektörü, OECD iş dünyasının araştırma ve geliştirmeye yönelik harcamalarında en büyük paya ve dünya genelindeki toplam patent uygulamalarının üçte birinden fazlasına karşılık gelerek inovasyonun temel itici gücü olarak kalmaya devam ediyor.

Hızla gelişen iletişim altyapıları ve hizmetler, yeni bir veri dalgası için güncelleniyor

İletişim piyasalarındaki büyümenin itici gücünü talep ve birçok ülkede de rekabeti, inovasyonu ve yatırımı tetikleyen uyarlanmış mevzuat çerçeveleri oluşturuyor. Telekomünikasyon yatırımları, gelir payı olarak artmış ve operatörler de kendi şebekelerine daha çok fiber optik yerleştirir olmuşlardır. Hem sabit hem de mobil geniş bantlarda ortalama fiyatlar düşerken ve abonelikler artarken bazı ülkelerde mobil veri kullanımı katlanarak artmaktadır. Telekomünikasyon ve yayıncılıktaki yakınlaşma, şirket birleşmelerini ve satınalımlarını harekete geçirmekte ve mevzuat çerçeveleri ile kuruluşlarının gözden geçirilmesini tetiklemektedir. Saniye başına 1 Gigabit (Gbps) geniş bant hızı artık aykırı bir gözlem değil ve bağlantılı ve otonom araçlardan gelenler gibi yeni veri dalgası gözönünde bulundurulduğunda 10 Gbps’lik ilk ticari teklifler hayata geçirilmekte.

BİT kullanımı yayılmaya devam ediyor ama ülkeler, firmalar ve şahıslar arasında denk olmayan bir dağılım gösteriyor

Şahıslar arasında ortalama BİT kullanımı yeni bir zirvede ama ülkeler ve toplum grupları arasında özellikle de çevrimiçi satınalımlar veya bankacılık gibi karmaşık mobil İnternet kullanımında hala dengesiz dağılmış durumda. Yaşlılar ve daha az eğitimli olanlar en çok geride kalanları oluşturuyor. Devletler meslek eğitimine, ilk ve orta öğretime ağırlık vermekte ve okullardaki cihaz ve bağlantısallık için yapılan kamu harcamalarını hedeflemekteler. Bu arada kullanıcılar, yüksek düzeyde eğitimliler de dahil olmak üzere her ikisi de İnternet kullanımında kilit bariyerler olan çevrimiçi güvenlik ve gizlilik kaygısı taşımaktalar. Firmalar arasında küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) temel ve daha ileri BİT kullanımında geride kalmaktalar. Bulut bilgisayarcılığı kullanımı ve büyük verilerin analizi, küçük bir temel alandan da olsa hızla genişlemektedir. Robotlar üretimde daha çok kullanılıyor ama şimdiye kadar birkaç ülkede yoğunlaşmış durumda.

Dijital inovasyon ve yeni iş modelleri, iş ve ticareti de içerecek şekilde dönüşümü ileri taşıyor

Verilerin tetiklediği inovasyon, yeni iş modelleri ve dijital uygulamalar bilimin, devletlerin, şehirlerin ve sağlık, tarım gibi sektörlerin işleyişini değiştiriyor. Dijital inovasyonu destekleyen politikalar inovasyon ağlarına, finansman erişimine ve verilerin (yeniden) kullanımına odaklanma ama BİT’lere yatırıma, bilgi temelli sermayeye ve veri analitiğine daha az dikkat gösterme eğilimindedir. Dijital dönüşümün etkileri, iş alanlarının zarar görmesinde ve farklı sektörlerde oluşturulmasında, yeni çalışma biçimlerinin ortaya çıkışında ve özellikle hizmetlerde ticaret manzarasının yeniden şekillendirilmesinde kendini göstermektedir. Buna yanıt olarak birçok hükümet, çalışma yasalarını ve ticaret sözleşmelerini gözden geçirmektedir.

BİT’lerin hayatta ve çalışma için etkin kullanımı, daha iyi temel becerilerle tamamlanmak üzere BİT’lerde uzmanlığa ve tür geneline dayanan vasıfların daha çok kullanılmasını gerektirir

BİT’lerin hayatta ve iş için etkin kullanımı vasıfların yeterli düzeyde olmasını gerektirir. Her ne kadar BİT uzmanlığı vasıfları en azından Avrupa’da birkaç ülkeyle sınırlı görünse de “BT” personeli, işverenlerin özellikle hizmetlerde doldurmakta zorlandığı ilk on iş arasında ikinci sırada gelmektedir. Bu arada tür geneline dayalı BİT vasıfları, sorun çözebilme ve iletişim gibi değişen iş koşullarına uyum sağlamak için gerekli BİT temel vasıflarında olduğu gibi BİT’leri her gün kullanan birçok işçi arasında yetersizdir. Birkaç ülke mevcut BİT eğitim önceliklerini öngörülen vasıf gereksinimleriyle eşleştiren programlar uygulamakta fakat sadece birkaçı bugüne kadar kapsamlı BİT vasıfları stratejisini benimsemiştir.

Dijital güvenlik ve gizlilik hakkındaki kaygılar, BİT uyarlamasını ve iş fırsatlarını kısıtlı tutmaktadır

BİT kullanımındaki artan yoğunlukla birlikte iş dünyası ve şahıslar daha fazla dijital güvenlik ve gizlilik riskleriyle karşılaşmaktalar. Bilhassa KOBİ’lerin dijital güvenlik risk yönetimi uygulamalarını hayata geçirmeleri veya geliştirmeleri gerekiyor. Birçok ülke ulusal dijital güvenlik stratejileriyle yanıt veriyor ama şimdiye dek sadece birkaçının ulusal gizlilik stratejisi bulunuyor. Bu esnada gizlilik riskleri, tüketicilerin çevrimiçi usulsüzlük, düzeltme mekanizmaları ve çevrimiçi ürün kalitesi hakkındaki kaygılarını da artırıyor ki bu güveni sınırlı tutuyor ve işten tüketiciye e‑ticaret büyümesini yavaşlatabiliyor. Tüketici koruma politikalarının çoğu hala genel olarak güvene odaklıdır ve muadil platform piyasalarda ortaya çıkmakta olan yeni sorunlarla başetmeye daha yeni başlıyor.

Yapay zekanın vadettiklerine önemli politika ve etik soruları eşlik ediyor

Yapay Zeka (YZ) ana akımda gelişerek makinelerin insan‑benzeri biliş işlevleri gerçekleştirmesini mümkün kılıyor Makineyle öğrenimin, büyük veri ve bulut bilgisayarcılığının güçlendirdiği algoritmalar, büyük veri dizilerinde artan ölçüde karmaşık kalıpları tespit edebilir ve zaten bazı bilişsel işlevlerde insanlardan daha iyi işlev sergiliyor. YZ, etkinlik ve verimlilik kazanımları vadetse de mevcut politika zorluklarını artırabilir ve örneğin iş ve vasıf gelişiminin geleceği üzerindeki potansiyel etkileriyle veya emniyet ve güvenliğin yanısıra gözden kaçırmaya, şeffaflığa, sorumluluğa, yükümlülüğe dönük çıkarımlarıyla ilişkili olarak yeni politika ve etik sorularını ortaya çıkarabilir.

Kayıt zincirinin potansiyeli, teknik engellerle ve politika zorluklarıyla başetmeye dayalıdır

Kayıt zinciri, işlemlerin hiçbir güvenilir taraf olmaksızın yapılmasını mümkün kılar. Örneğin kayıt zincirine dayalı sanal para birimi Bitcoin herhangi bir merkez bankasından veya başka bir finansal kuruluştan bağımsız olarak işlem görmektedir. Bitcoin ötesindeki kayıt zinciri uygulamaları, işlem masraflarını azaltmak, hesap verebilirliği kolaylaştırmak ve akıllı sözleşmelerle garantili uygulamaları mümkün kılmak suretiyle finans ve kamu sektörleri, eğitim ve Nesnelerin İnterneti gibi birçok alanda fırsatlar yaratmaktadır. Bu potansiyelin büyük bölümü yine de herhangi bir aracı bulunmadığında hukukun nasıl uygulanacağı veya kayıt zinciri esaslı sistemlerin yol açtığı haksız fiillerden ötürü hukuki yükümlülüğün nasıl ve kime isnat edileceği gibi teknik engellerle ve politika zorluklarıyla başetmeye bağlıdır.

© OECD

Bu özet metin, resmi bir OECD çevirisi değildir.

Bu özet metin, OECD telif hakkı ve yayının aslının ismi belirtilmek koşuluyla çoğaltılabilir.

Değişik dillerdeki özet metinler, aslı İngilizce ve Fransızca dillerinde yayınlanan OECD yayınlarının kısaltılmış çevirileridir.

OECD

Yayının İngilizce tercümesini okumak için OECD.iLibrary’i zirayet edin!!

© OECD (2017), OECD Digital Economy Outlook 2017, OECD Publishing.
doi: 10.1787/9789264276284-en

This is a required field
Please enter a valid email address
Approval was a Success
Invalid data
An Error Occurred
Approval was partially successful, following selected items could not be processed due to error